Tasarrufun İptali Davası
İptal davasının konusu, İİK m.278,279 ve 280 uyarınca iptale tabi bir tasarruf ile borçlunun üçüncü kişiye devretmiş olduğu mal veya hak üzerinde, davacı alacaklının cebri icra yolu ile hakkını alma yetkisi elde etmesi ve dava konusu taşınmazsa, davalı üçüncü şahsın üzerindeki kayıt değiştirilmeden alacaklıya taşınmaz borçlununmuş gibi haciz ve satışı yetkisi verilmesidir. (İİK m.283/1)
Özetle ; tasarrufun iptali davası, borçlunun üçüncü kişilerle yaptığı tasarruf işlemlerinin ( gayrimenkulün devri ) alacaklıları tarafından geçersizliğini sağlamak üzere açılır.
Bu davalarda borçlu, borçlu ile hukuki muamelede bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan kimseler ile bunların mirasçıları davalı konumundadır.
Tasarrufun iptali davası üçüncü kişilerin haklarını ihlal edemez. Ancak kötü niyetli üçüncü kişilere karşı da açılabilir. Davaya konu malı kötü niyetle malvarlığına katan kişiler davalı olabilir, iyi niyetle iktisap edenlerse davalı gösterilmez, bir önceki kişiye nakdi tazminat açılmalıdır.
Amacın hakkaniyetli olduğu, alacaklının haklarının korunması yolunda iptal davalarının önemli bir işleve sahip olduğu düşünülebilir, bu doğrudur. Ancak sorun iyi niyetli üçüncü kişilerin durumunun ne olacağıdır. Davalı 3. Kişi malı elinden çıkarmışsa bu takdirde malın değeriyle sorumlu olur. (15HD 11.4.1991 t, 547-221)
Tasarrufun iptali davasının açılabilmesi için takip tarihinde kesinleşmiş bir alacak bulunmalıdır. Borçlu aleyhine kesinleşmiş ve gerçek bir alacağa dayanan icra takibine geçilmiş ve icra takibi kesinleşmiş olmalıdır. Kesinleşmemiş ilamsız takip aşamasındaki ihtiyati haciz zaptıyla tasarrufun iptali davası açıldıysa bu durum bekletici mesele yapılarak ilamın kesinleşmesi beklenecektir.
İptali istenen tasarruf borcun doğumundan sonra doğmuş, dava da tasarrufun yapıldığı tarihten sonraki 5 yıl içinde açılmış olmalıdır. Ayrıca borçlu hakkında alınmış geçici veya kesin aciz vesikası bulunmalıdır.
Tasarrufun iptali davası, borçlunun üçüncü kişilerle yaptığı, temelde mal kaçırma amacı güdüp alacaklıya zarar vermek kastıyla yapılan hukuki işlemlerin iptali için, alacaklı tarafından açılan davadır.
Alacaklı davayı kazanırsa, mal üçüncü kişi elinde iken satılır ve alacaklı alacağını malın bedelinden alır.
Bu davanın amacı malın mülkiyetini borçluya geri getirmek değil, alacaklının, malı sanki borçlununmuş gibi üçüncü kişinin elinde sattırıp alacağını almaktır.
Mal üçüncü kişinin elinden çıkmış ise, davanın konusunu üçüncü kişinin malın değeri oranında tazminata mahkum edilmesi teşkil eder. Ancak iptal davası üzerine, üçüncü kişi de malvarlığında ortaya çıkacak eksikliğin borçludan tahsilini aynı davada talep edebilir. Fakat hakim iptal davası ile bu davayı ayırarak da, davaya bakabilir.
İptal davası, malı bu üçüncü kişiden almış olan diğer iyi niyetli kişilerin haklarını ihlal etmez; onların kazanımı geçerlidir. Yani dava iyiniyetli 4. Kişiye karşı açılamaz. Ancak 4. Kişi kötüniyetli ise ancak bu dava ona karşıda açılabilir.
İflastaki iptal davasında lehine tasarruf yapılan üçüncü kişi ölmüş ise, iptal davası onun mirasçılarına karşı açılır.
İptali İstenebilecek Tasarruf İşlemeleri Şunlardır ;
Kanun iptale tabi işlemleri üç grup altında düzenlemiştir.
1) İvazsız tasarruflar (karşılıksız kazandırmalar), yani bağışlamalar
Buna göre mutad (alışılmış) hediyeler hariç olmak üzere, hacizden veya iflasın açılmasından geriye doğru son 2 yıl içinde yapılan bağışlar iptale tâbidir.
Örnek; Geriye doğru iki yıl içindeki tasarruflar iptale tabidir.
Bu davanın açılabileceği hak düşürücü süre 5 yıldır. Bu hak düşürücü sürenin başlama tarihi ise tasarufun yapıldığı tarih olup iflas tarihi değildir.
Borçlunun yaptığı bazı işlemeler karşılıklı olsa bile bağış sayılmıştır
- Karı koca ve üçüncü derece kan ve sıhrî hısımlar, evlatlık ile evlat edinen arasında yapılan karşılıklı işlemler bağış hükmündedir.
- Borçlunun kendisine veya üçüncü kişi yararına, kaydı hayat şartı ile irat, ölünceye kadar bakma sözleşmesi veya intifa hakkı kurduğu sözleşmeler iptale tâbidir.
- Borçlunun verdiği şeyin sözleşmenin yapıldığı sıradaki değeri ile ivaz olarak kabul ettiği şey arasında orantısızlık bulunduğu sözleşmeler iptale tâbidir.
2) Borçlunun aciz halinde yaptığı bazı işlemler hacizden veya iflasın açılmasından geriye doğruya son 1 yıl içinde yapılmış olması şartıyla iptale tabidir. Bunlar ise:
- Para ve alışılmış ödeme vasıtaları dışında yapılan ödemeler.
- Vadesi gelmemiş bir borç için yapılan ödemeler
- Kişisel hakların kuvvetlendirilmesi için tapuya verilen şerhler
- Borçlunun teminat göstermeyi daha önce taahhüt etmiş olduğu haller müstesna olmak üzere, borçlu tarafından mevcut bir borcu temin etmek için verilen rehinler. Ancak burada, bu tasarruflardan yararlanan üçüncü kişi, borçlunun aciz halinde olduğunu bilmediğini ispat ederse iptal davası reddedilir. Yani burada ispat yükü üçüncü kişiye yüklenmiştir.
3) Üçüncü olarak, borçlunun son 5 yıl içinde alacaklıya zarar verme kastıyla yapılan hileli işlemler, alacaklı tarafından ispat edildiği takdirde iptale tâbidir.
Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler iptale tabidir. Bu tür İşlemlerin İptal edilebilmesi için:
1-Borçlunun içinde bulunduğu malî durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunması gerekir.
İspat Kolaylığı Getiren Karineler;
- Borçlu ile tasarruf yapan 3. kişi, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu İle üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sihri hısımları, evlat edinenin veya evlatlığı İse borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği kabul edilir.
- Ticari işletmelerde ticari işletmelerin tamamını alan.
2- Alacaklılarına zarar verme kastıyla yapılan işlemler
Bu işlemlerin iptal edilebilmesi için, iptale tabi bu işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren, beş yıl içinde, borçlu aleyhine haciz veya İflâs yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
Tasarrufun alacaklılarına zarar verme kastı ile yapılmış olduğunun davacı alacaklı veya iflas idaresi tarafından ispat edilmiş olması gerekir.
Avukatın Önemi
Tasarrufun iptali davalarında, mahkemeye çok iyi kanıtların sunulması ve sürelerin kaçırılmaması gerekmektedir. Bunu sağlamak için alanında uzman bir avukattan yardım alarak sürecin en doğru şekilde yürütülmesi gerekmektedir.